10 Kasım 2011 Perşembe

SAKLAMBAÇ

                 Bi gün elbet çıkacaktı bu sözcükler saklandıkları yerden.Kasım onmuş bekledikleri.Ortak bi amaç etrafında toplanmamış hiçbiri.Konusuzlarmış,biçimsizlermiş.Varolduklarını göstermek istemişler sadece bir an için öylesine.Öyle bir varoluş ki bu gelecek cümlelerin harfleri temellendirilmiş onda.
                 Bu temele ortaklık eden üç mum,bi yazı defteri ve kalem varmış beş parmak arasında.Şahit olmuşlar birdenbire bu harflerin sıralanışına.Öyle bi sıraymış ki bu, ne bi numara ne de bi düzen gerektirmiş önce. Ama defter sızlanmış, şart koşmuş her birine;
                  Üzerime düşebilmeniz için özgürlüğünüzü vereceksiniz, önce beş parmak arasındaki kalemin mavi mürekkebine boyanacaksınız, bu kostüm örtecek çıplaklığınızı. Amma velakin varmadan oraya teker teker sınanacaksınız, uygunluğunuz ölçülecek bi yerlerde ama nerede ve kimin yaptığını sormayın bana.Hareket ettirici bi güç diyelim buna.Korkmayın ondan, soyunun önünde anadan üryan.Özgürlüğünüz katmerleşecek onda, anlam kazanacaksınız birer birer.Bir kimliğiniz olacak böylelikle.Beş parmak yol gösterecek size ve soluk alabileceğiniz boş alanlar bırakıcak size.
Nokta ve virgül işgal edecek o alanları, onların varlıkları dinlendirecek sizi bi süre.Ve aynı beş parmak görecek sizi ve çıkaracak hepinizi saklandığınız yerden.Sobe!

1 yorum:

  1. Kelimeler çıkarır insanları saklandıkları dolaplardan, kapı arkalarından, evlerinden, kendilerinden. Kelimeler saklanır, kelimeler saklandırır, kelimeler sobeler, kelimeler iyileştirir. Şimdi hepimiz çıkalım odalarımızdan, oynayalım belki de şimdiye dek oynadığımız en iyi oyun olacak oyunu!=)

    YanıtlaSil